?:

Ortodontik Tedavide Yaşın Önemi

Ortodontik tedavilerin zamanlaması toplumumuz hatta bazı hekimlerimiz tarafından oldukça az bilinen bir konudur. Bu konuğa toplumda yerleşmiş ve yaygınlaşmış yanlış inanışlar bulunmaktadır. Bazı hekimler ortodontik tedavilerin ancak 11-12 yaşa kadar, bazıları puberte sonuna kadar yapılması gerektiğini düşünmekte ve bu dönemlerden sonra hastalarına ortodontik tedavi İçin yaşının geçtiğini, artık bundan sonra tedavisinin mümkün Olmadığını söylemektedirler. Oysa bu fikir tamamen yanlıştır. Ortodontik tedavilerde yaşın gerçekten çok büyük önemi vardır. Ancak ortodontik tedaviye karar vermek için gerek anomalilerin Özellikleri gerekse büyüme ve gelişim konularında yeterli bilgi sahibi olmak gerekir

Ortodontik tedavi, anomalinin özelliğine bağlı olarak doğumdan itibaren bebek yaşlardan ömrün sonuna kadar yapılabilir. Ancak, ortodontik tedavilerin en yoğun olarak uygulandığı dönem genellikle 7-8 yaşları (karışık dişlenme döneminin başlan) ile puberte sonuna kadar olan yıllardır. Bunun nedeni, karışık dişlenme döneminde alveol kavislerinin son derece aktif olması pubertel büyüme döneminde de vücuttaki hormonal ve hücresel faaliyetlerin hızlı olmasına bağlı olarak diş ve çene hareketlerinin de bir o kadar hızlı, elde edilen sonuçların da daha kalıcı olmasıdır. İskeletsel ve fonksiyonel sorunlar ancak büyüme ve gelişim dönemi içinde düzeltilebilir. Büyüme bittikten sonraki dönemlerde artık “erişkin tedavisinden” söz edilir. Erişkin tedavisi kendine ait kuralları olan, kuvvet ve hareket kontrolüne özen gösterilmesi gereken bir tedavi şeklidir. Bu dönemde gerçekleştirilen tedaviler dişseldir ancak tedavi süresi çocuk yaşlara göre daha uzundur. Erişkin yaşlarda olup iskeletsel sorunlara sahip olan bireyler için “kamuflaj tedavisi” ve “cerrahi ortodontik tedavi” adı verilen daha farklı tedavi kavramları söz konusudur.

Yukarıda sayılan nedenlerden dolayı ortodontide, anomalinin özelliğine ve şiddetine göre gerçekleştirilecek tedavinin şeklini belirlemek bakımından yaşın belirlenmesinin önemi büyüktür. Ortodontide genel olarak üç çeşit yaştan söz edilebilir:

1-Kronolojk yaş 2-Diş Yaşı 3-Kemik yaşı

1-Kronolojik yaş:

Kronolojik yaş kişinin doğumundan itibaren yaşadığı toplam süreyi yani takvim yaşını gösterir. Günlük hayatta genellikle kronolojik yaştan söz edilirse de ortodontik tedavi Öncesinde bu yaşın önemi diğerlerine oranla daha azdır ancak yine de tedavi öncesinde dikkate alınmalıdır. Kronolojik yaş her zaman diş yaşı ya da kemik yaşı ile paralellik göstermeyebilir. Örneğin, kronolojik yaşı 15 olmasına rağmen ağzında hala süt dişleri bulunan ya da kronolojik yaşı henüz 9 olmasına rağmen tüm sürekli dişleri sürmüş olan olgulara oldukça sık rastlanabilmektedir. Bu nedenle kronolojik yaş ortodontik tedavinin zamanlamasını belirleme konusunda tek kriter olarak kabul edilmemeli ve bu konuda hekime fikir vermekten öteye gitmemelidir.

2-Diş yaşı:

Diş yaşı dişlerin kuron ve köklerinin kireçlenme ve sürme zamanı ve bunların sırasıyla ilgilidir. Genel olarak bilinmesi gereken sürekli dişlerin kuron kalsifikasyonlarının ortalama 4 yılda kök kalsifikasyonlarının tamamlanmasının ise yaklaşık 5-6 yılda gerçekleştiğidir. Daha uzun köklü olmaları dolayısıyla kahinlerin kuron ve kök kalsifikasyonları diğer dişlerden ortalama birer yıl daha uzundur.

Kronolojik yaş diş yaşıyla ağırlık ve boydan daha fazla ilişkilidir. Genel büyüme hızı kızlarda erkeklerden daha ileridedir. Ancak dişlerin gelişiminde cinsler arasındaki fark fazla değildir.

3-Kemik yaşı:

Büyüme gelişimin yönlendirildiği bazı ortodontik apomalilerin (Örneğin fonksiyonel anomalilerin) tedavisinden önce hastanın kemik yaşının bilinmesi büyük öneme sahiptir. Çünkü bu yaş hastanın biyolojik yapısını, bir başka ifadeyle büyüme gelişim aktivitesini de yansıtır. Kemik yaşı ile kronolojik yaş arasında her zaman bir paralellik olmayabilir. Çevremizde yaşı küçük olduğu halde erken gelişmiş ya da yaşı büyük olduğu halde boyu kısa kalmış kişileri sıklıkla görmekteyiz.

Ortodontik tedavilerde kişinin büyüme gelişim aktivitesi yönlendirildiğinden, kemik yaşının yanı biyolojik olarak büyüme düzeyinin önceden bilinmesinde fayda vardır.

Kemik Yaşının belirlenmesinde değişik yöntemler uygulanmaktadır. Bunlardan bir tanesi el-bilek filmlerinden faydalanılmasıdır. Sol el bileğinden alınan röntgen dilminde bilek kemikleri üzerindeki bazı işaretlere ve parmak kemiklerinde epifizler ile diafizler arasındaki ilişkilere bakarak bu konuda hazırlanmış atlas üzerinden hastanın kemik yaşını saptama olanağı vardır. Daha uzun ve karmaşık ancak daha hassas olan bu yöntemin yanısıra pratikte daha sık kullanılan bir başka yöntem daha vardır. “Björk yöntemi” adı da verilen bu yöntemle hastanın pubertel büyüme döneminin başlangıcı, ara aşamaları ve bitişi gibi klinisyeni yakından ilgilendirilen pratik bilgileri kolayca elde etme olanağı vardır.

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.