?:

Konuşma Bozukluğu

Bazı ortodontik anomalilerin konuşma bozukluklarına ya da konuşma bozukluklarının ortodontik sorunlara yol açtığı bilinmektedir. Özellikle aşırı overjetli, diastemalı olgularda, prognati inferior ’da, iskeletsel açık kapanış ve dudak damak yarığı olgularında konuşma bozukluklarına sık olarak rastlanmaktadır. Bunun karşılığında, konuşma sırasında dilin dişler üzerine aşırı basınçlar uyguladığı durumlarda etkilenen dişler bölgesinde yer değiştirmelere bağlı olarak ortodontik sorunlar da ortaya çıkabilir. Örneğin, İngiliz toplumunda, İngilizce ‘deki ‘‘th’’ sesinin çıkarılması sırasında dil ucunun üst kesicilerin palatinaline sürekli basınç uygulaması sonucu ‘’üst ileri itime’’ sık olarak rastlanmaktadır.

Ortodontik anomalilerin düzetilmesi konuşma bozukluklarının da düzelmesi için yeterli olmayabilir. Çünkü ‘’konuşma’’, larenks, farenks (laringo – oro ve nazofarenks), burun boşlukları, dil, dişler, yumuşak ve sert damak, sinüsler vb. dokuların fonksiyonları arasındaki organizasyon sonucunda ortaya çıkan ve akciğerlerden gelen hava sütununun anlaşılabilir seslere dönüştüğü oldukça karmaşık bir olaydır. Bu organizasyona katılan elemanlardan bir ya da birkaçının fonksiyonlarını tam olarak yapamaması konuşmayı (ya da çıkarılan seslerin anlaşıla bilirliğini) ciddi olarak etkileyebilmektedir. Örneğin, nezlede nazal dokulardaki konjestiyona bağlı olarak konuşma sesinin ne kadar değiştiğini, benzer şekilde, üst kesicileri eksik olan kişilerdeki konuşmanın da ne ölçüde kötüleştiği ya da bir hareketli protezin ilk ağıza yerleştirildiğinde seslerin nasıl anlaşılmaz hale geldiği herkes tarafından bilinmektedir.

Konuşma olayının gerçekleşmesinde en önemli görev hiç şüphesiz dildedir. Özellikle dil kasasının beyin ile sinirsel iletisindeki sorunlar hem konuşma sorunlarına hem ortodontik anomalilere neden olabilmektedir. Örneğin Downs sendromunda (Mongolizm), (esasen makroglossi gibi algılanan) ancak dil kasının sinirsel iletisindeki (nörolojik) sorunlardan kaynaklanan bir konuşma ve ortodontik sorun tablosu söz konusudur. Bu sendromda dil kası yeterince kontrol edilemediğinden ağız boşluğu içinde tutulamaz ve sürekli olarak diş dizileri ve dudaklar arasında konumlanır. Bunun sonucu olarak bu bireylerde polidastemayla birlikte ciddi bir açık kapanış anomalisi de gözlenir.

Belli seslerin çıkarılmasında dilin ağız boşluğunun belirli noktalarına temas etmesinin önemi büyüktür. Örneğin ‘’la’’ sesinin çıkarılması sırasında dil ucunun üst kesicilerin palatinalindeki papilla incisiva çevresine temas etmesi gerekir. Çocukluk yutkunması gösteren bireylerde dilin dişler arasına girmesinin dil tutucu apareyler ile engellenmesi bu kasın terbiye edilmesi için yeterli değildir. Önemli olan dilin yutkunma ve konuşma fonksiyonları esnasında gereken noktalara değmesinin sağlanması ve bunun kişide alışkanlık haline getirilmesidir. Bu amaçla dil egzersizleri uygulanabilir.

 

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.