?:

III. Dentin Displazisi

Çok kez, irsi saydam dentine paralel olarak meydana gelir. Her  iki diş dizisinde  de görülebilir, diş sürmesinde gecikme olabilir. Diş kuronlarının  şekil ve renkleri  genellikle normal olduğundan  çok defa klinikte farkedilmezler.Bazı dişler vakitsiz olarak sallanıp düşerler. Radyografik muayene köklerin anomal ve bazılarının çok kısa olduklarını gösterirler. Özellikle azılar çok karakteristiktirler. Bazı kökler çok uzun olurlar. Pulpa kavitesi çok kare dişin sürmesinden önce dentinle dolup silinirler, yalnız kole  bölgesinde yatay bir çizgi olarak kalır. Köklerde rezorpsiyona ve periapikal kistlere çok sık rastlanır.
      Histolojik bulgu olarak, demtin kanalcıklarının düzensiz ve kesintili olduğu görülür, dentin kanalcıkları nodül biçiminde kireçte tıkanmıştır.

IV. Fantom Dişler

      Her iki diş dizisinin, daha çok üst çene kavsinde belirli sayıda dişini etkiler. Kuron  mine ve dentini ile kök dentininin hipoplazileri ile birlikte bir mitokonti bahis konusudur. Süt dişleri pirinç taneleri gibi olup sürekli dişlerde gömüklük görülür.
      Röntgende dişler yarı-transparan görülürler. Fantom diş terimi de bu özelliklerinden ileri gelmektedir.
      Histolojik bakımdan, minede karışık şekilde dentin nodülleri ve amorf kireçlenmeler görülür. Dentin tabakası çok incelmiştir. Aynu zamanda pulpada damarsal ve sinirsel bozukluklar da görülür.

2. KONGENİTAL HİPOPLAZİLER
      Bu tip hipoplaziler, annenin hamileliği sırasında geçirmiş olduğu bazı hastalıklar ya da aldıkları bazı ilaçlar sonucu öbür anomalilerle birlikte ortaya çıkarlar.

I. Süt Dişi Hipoplaziler
      Hamileliğin 6. Ya da 7. haftasında gelişmeye başlayan süt dişleri 4. Aydan sonra mineralize olurlar. Hamileliğin 10. Haftasından önce annenin daha önce değinilmiş olan bazı virütik enfeksiyonlara  uğramasıi tetrasiklin alması, süt dişlerinde sistematik hipoplaziye dişlerin konik ve sivri bir biçim almasına yol açar.

II.Hutchınson Hipoplazisi
Kongenital sifilisin etken  olduğu bu hipoplazik, özellikle üst orta kesicilerde belirlidir. Dişlerin biçimleri, boyutları da değişmiştir, bazan durum anormalisi gösterirler. Üst kesiciler küçük, kalın, normalden daha dardır.Kesici kenarda bir çentik vardır. Boyutların küçülmesi,kesiciler arasında diastema meydana gelmesine yol açar.Hipoplazi her zaman simetrik olmayıp, alt orta kesicilerde daha az belirli, yan kesici ve kaninlerde seyrektir. Birinci büyük azı küçük konik ve oklüzal yüzü daralmış gibidir. Bazan tüberküller dairesel bir olukla kurondan ayrılırlar.

      Mine normal olabilir, bazen sistematik basit hipoplazik gösterir. Dentinde geniş interglobüler boşluklar vardır.
      “HUTCHİNSON DİŞİ” adı verilen bu anormali, henüz dişler sürmelerini yapmadan bile radyografi üzerinde saptanabilir. Sürmeden sonra kesici kenardaki çentik çiğneme baskısı ile ortadan kalkabilir.
      Bazı araştırıcılar, diş embriyonun doğrudan doğruya “sprochetta palida” tarafınan zarara uğratıldığını söylerler.Gerçekten de diş embriyonu her tarafından mikrop hücumuna uğramıştır.Yalnız dişte değil,fötüsün her tarafında mikrop vardır. Aslında HUTCHİNSON dişinin meydana gelmesi,doğrudan doğruya mikroplar tarafından değil de frenginin, iç salgı bezlerinden bazılarının, özellikle paratiroid bezinin hipofonksiyonuna sebep olması ve bunun sonucu kireç metabolizması bozukluğunun ortaya çıkmasına bağlanması daha akla yatkındır.
      Dişin fıçı şeklinde ve kenarının yarım ay gibi olması, diş tomurcuğunun orta bölümünün kireçlenmeyip ortadan kalkmasına bağlanırdı. Fakat son zamanlarda diş germinin çevresinde perivasküler bir enfiltrasyon ve ödem meydana geldiği, bunun sonucu dış mine epitelinin hiperplazik bir durum alarak stratum intermedium ve ameloblastlara baskıda bulunup onların diş pulpasına doğru itilmelerine, böylece dişin malformasyonuna yol açtığı ileri sürülmektedir. Ayrıca mine dentin sınırında da girinti-çıkıntı meydana gelir.


3.POST NATAL HİPOPLAZİLER
Bu hipoplaziler genel ya da lokal etkenlere bağlı olurlar : 

I. Genel Etkene Bağlı Hipoplaziler: 
      Vücutta genel bir endogen bozukluk varsa, dişlerin gelişim ve mineralizasyonunu etkileyerek onların hipoplazik bir durum almalarına yol açarlar. Meydana gelen hipoplazinin derecesi ve lokalizasyonu genel faktörün ortaya çıktığı zamana ve süresine bağlıdır. Genel bozukluk o anda gelişen bütün dişleri etkileyeceğinden ve dişler de simetrik olarak geliştiklerinde meydana gelen hipoplaziler de simetrik olurlar. En ağır şekilde, bütün dişler hipoplaziktirler. Süt dişlerinde post-natal hipoplazik daha az görülür. Akut ya da kronik çocuk hastalıkları, özellikle raşitizm, tenani, vitamin karansları, endokrin  bozuklukları, barsak hastalıkları post-natal yaşamın ilk üç ayında ortaya çıkarlarsa süt dişlerinde daha sonra olursa sürekli dişlerde hipoplazik meydana gelir.
       Akut hastalıklar çizgi ve nokta şeklinde lokalize hipoplazilere kronik hastalıklar ise az ya da çok yaygın örtü şeklinde hipoplazilere yol açarlar.  Hipoplazilerin 2/3 si doğumdan sonraki ilk hafta ve 10 ay arasında meydana gelen genel bozukluklara bağlıdırlar. İlk bir iki ay süresince çocukta , anneden gelen bir bağışıklık vardır.
       Patolojik etkenin şiddetine göre hipoplazik, değişik derecelerde olur. En hafif şekli renk ve saydamlık değişikleridir. En ağır şekilde mine bütünüyle ortadan kalkabilir.
       Hipoplazili bir dişte,mikroskop altında  Retzius çizgilerinin prismalardaki enine çizgilerin ve prisma ana maddesinin genişlediği görünür. Dentinde birkaç tabakaya yayılmış interglobüler dentine ve geniş predentin alanına rastlanır. Hipoplazi  amelobastların bazal kısmının ampul gibi şişip,organik matriksi iyi bir şekilde salgılayamamalarından ileri gelir. Mineral Kalitesi de düşebilir.

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.