?:

PATOLOJİK ANATOMİ

Lezyon önce simetrik olarak, üst süt ortak kesicilerin kuronlarının 1/3 orta bölgelerinde ve vestibüler yüzlerinde başlar. Daha sonra üst yan kesici,üst I. Ve II. Süt azıları, alt I. Ve II süt azıları, nadiren üst ve alt kaninlere, istisnai olarak da alt kesicilere yayılırlar.
      Kesicilerin başlangıç lezyonu vestibüler yüzde gri-beyaz bir leke halindedir. Sonra siyahımtırak bir renk alır. Mine harap olmuş, esmer-siyah renkte dentin açığa çıkmıştır. Duyarlık ve ağrı yoktur. Bu dönemde çocuk daha çok estetik bakımdan diş hekimine getirilir. Lezyonun yüzeyi sert ve cilalı gibidir, etrafı çabuk kırılan tebeşirimsi bir mine ile çevrilidir. Zamanla ara yüze doğru yayılıp kuronu çepeçevre sarar. “Halka şeklinde çürük” terimi buradan ileri gelmektedir.
- Melanodonti’nin meydana gelmesi için iki koşul gereklidir.
1) Kole bölgesindeki minenin zayıf oluşumu
2) Bakımsızlık nedeni ile burada diş paslarının birikmesi.
Bilindiği gibi süt dişlerinin kole bölgeleri doğumdan sonra, yani post-natal olarak kireçlenirler. Eğer bu dönemde çocuğun kireç metabolizmasını etkileyen beslenme bozukluğu, avitaminoz gibi genel bir etken işe karışırsa, o dönemde kireçlenen diş dokularının kalitesi iyi olmaz. Lezyonun halka biçiminde oluşu, minenin halka  biçiminde kireçlenmesi ile açıklanır.
       Kesici kenarlar başlangıçta sağlam kalmakla beraber, çiğneme baskısının etkisi altında günün birinde kırılarak ortadan kalkar, ağızda yalnız kök kalır.
        Olay çok yavaş ilerlediği için,pulpa savunma olanağını bulabilir ve sekonder dentin yapımı ile bazan bütünüyle ortadan kalkabilir. Kuron kırılırsa bile kökler, ağızları siyah ve cilalı sekonder dentinle tıkalı olarak yerlerinde uzun süre kalabilirler. Bu köklerde, pulpanın bulunduğu görülür. Fakat, çok kez ağız hijyeninin iyi olmaması ve bakımsızlık yüzünden enfeksiyon işe karışır.
       Başlangıçta sağlam olan diş eti, ileri dönemlerde iltihaplanır. Marginal bölgeden periodontal aralık enfekte olarak periodontisis ve bunun sonucunda vestibülde minyatür bir abse meydana gelir.Retrograt yolla pulpa da enfekte olabilir. Bazan, kanal yolu ile iltihap drene edilmek istendiğinde, canlı ve duyarlı bir kök pulpası ile de karşılaşılabilir.
       Süt azılarında melanodonti önce oklüzal yüzden başlayıp kuronun bütünüyle harap olmasına kadar ilerler. Sekonder olarak çürük de meydana gelebilir.
       Kaninler üzerinde lezyon, yuvarlak bir leke biçiminde vestibüler yüzden başlayıp zamanla ilerleyerek, zımba ile delinmiş bir delik halini alıp palatinal yüzü de ilgilendirir. Çok ileri durumlarda bütün kuronu harap eder.


C. Histo-Patoloji : Aşındırma preparatlarında dentin kanalcıkları ve kanalcıklar arası bölgede pigmantasyon görülür. Pulpa odası sekonder dentinde dolmuştur. Görünüş yaygın bir çürüğü andırır, pigmantasyon nedeni ile ondan farklıdır. Başlangıçta pigment birikmesi ancak kanalcıklarda sınırlı olup, sonradan yan kanalcıklar yardımı ile ana maddeye yayılıp, koyu renkli adacıklar meydana getirir.

      Dekalsifiye kesitlerde, en dışta bakterilerden ve yemek kalıntılarından oluşan bir tabaka vardır. Alttaki dentin kanalcıkları,pigment ve bakterilerle dolu olup, kanalcıklar çürükte olduğu gibi kavernler gösterir. Pulpa bölgesinde sekonder dentin reaksiyonu ile pulpa odası küçülmüş, bazan ortadan kalkmıştır. Bazı vakalarda odontoblast hası küçülmüş, bazan ortadan kalkmıştır. Bazı  vakalarda odontoblast harabiyeti ile birlikte bir pulpa nekrozu, bağ dokusunda hyalini ve fibröz degeneresans, ayrıca pulpa dokusu içerisinde dağılmış pigment tanecikleri, ya da pigment adacıkları görülür.


1.Pigmantasyon: Melanodonti’nin karakteristiklerinden birisi renginin abanoz siyahı olmasıdır. Pigmantasyon, yukarıda da söylendiği gibi zamanla ve yumuşamaya uğramadan harap olan dentin doksunda meydana gelir. GYSEL bu noktaya işaret edip “ siyah olan mine değiş açığa çıkan dentinin oxybiose halinde melanin yaptığını ileri sürmektedir. Hâlbuki anaxybiotik olan çürükte renkleşme indolik asitten ileri gelir.
      FRANK VE CHAMBY, bu siyah renkleşmenin nedeni bulmak için, melanodontik süt azılarından bileme preparatları yapmışlar ve bu kesitlerde dağılmış ve harap olmuş bir yüzeysel tabakanın altında çok koyu pigmantasyonlu siyah adacıklar gösteren dentin artıkları görmüşlerdir. Bu tip lezyonlar çürükte görülmezler. Bu hastalığın anatomo-patolijik araştırılmasında, melanodontiyi çürükten ayıran özellik, bu çok koyu pigmantasyon bölgeleridir.
      Ayni araştırıcılar, yaptıkları araştırmalara dayanarak, renkleşmenin melanin pigmentinden değil, melaninogenicus adlı bir bakterinin ürünü olan hematin pigmentinden ileri geldiği sonucuna varmışlar ve bunu karakterize eden demir elemanlarının varlığını göstermişlerdir.

2. Minenin Normal Yapıda Olmaması : Melanodontik lezyonun başka bir karakteristiği, minenin degenerasansıdır. Oluşu hakkında pek kesin bir şey bilinmemekle birlikte, mine organında fonksiyonel bir sapma sonucu meydana gelmiş olması düşünülebilir.
      BELTRAMI, adamantin organında sessizce gelişen bir kronik harabiyet bahis konusu olduğunu ileri sürerek bu hastalığa”adamantose” adını verir. Bu araştırıcı lezyonun post-natal olup intra-uterin yaşamda gelişen minenin sağlamlığına dikkat çeker. Yani melanodonti neo- natal çizginin üzerinde meydana gelir.Bu konuda NADAL-VALDURA’nın elektron mikroskobu ile yaptığı araştırmalar önemlidir ve bir önceki hipotezi çürütmektedir. Buna göre olay, neo-natal çizginin kah altında kah üstünde meydana gelmektedir. Yani dişin gelişim ve mineralizyondali bozukluklar mineyi tüm olarak etkiler. Melanodonti enfantil bir mine displazisi olarak kabul edilmelidir.
     Bu konuda HESS’in düşünceleri şöyledir: “Bilindiği gibi melanodonti, ilk olarak üst süt kesicilerinde ortaya çıkar. Bu dişlerin kuronları doğumda 4/5 oranında kireçlenmiş durumdadırlar. Melanodontik lezyon vesibüler yüzün orta bölgesinde başladığına göre, doğumdan önce oluşmuş minede meydana geliyor demektir.
     BAUME VE MAYER melanodontik dişlerin dekalsifiye kesitleri üzerinde pre-natal dentinin de etkilendiğini ileri sürerler. Aksine doğumu izleyen ilk aylar sonunda ortaya çıkan hastalıklar post-natal melanodontik dentin bölgesinde bir iz bırakılmamalıdır. MEYER’e göre ayrıca adamantin organı mine sekrenizasyonundan önce yararlanmıştır. Yani bir “adamatoz ya da adamantoblastoz” söz konusudur.

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.