?:

SÜT DİŞLERİ VE BİRİNCİ BÜYÜK AZIDA ÇÜRÜK LOKALİZASYONU

Süt dişi çürüklerinin klinikte ortaya çıkarılmaları sürekli diş çürüklerine oranla daha kolaydır. Çürük lokalizasyonları hemen hemen aynı olmakla birlikte, gelişimleri bakımından süt dişleri üzerinde bazı tercih bölgeleri vardır.
a) Süt Kesicileri Üzerinde: En çok rastlanılan üst birinci ve ikinci süt kesicilerinin mesial ve daha sonra distal çürükleridir. Mesial çürükler çoğunlukla mesial köşelerinin kırılması ile IV. Sınıf kavite şeklini alırlar.
Aynı lokalizasyona alt kesicilerde de rastlanır, fakat daha az görülürler.
Tüm süt dişleri dikkate alındığında kesici-kanin grubu süt azıları grubuna oranla daha az çürürler.
b) Süt Kaninleri Üzerinde : Vestibüler çürükler dışında lokalizasyon distal yüzde daha fazladır. Vestibüler çürük bahis konusu olduğunda, çürük köleye yakın bölgededir, halbuki melanodonti’de olay kesici kenara yakın bölgeden başlar.
Süt kanin ve kesiciler, kesici kenarlarında aşırı bir abrazyon gösterebilirler, bunun sonucu belirli derecede bir reaksiyonel sekonder dentin meydana gelebilir. Bu durum, ön dişlerde çürük redüksiyonuna yol açar. Daha ileri dönemde, çene gelişimine bağlı olarak, ön süt dişlerinin arasında fizyolojik diastemalar meydana gelmesi, retansiyon yerlerinin ortadan kalkması çürüğü önleyici bir sebeptir.
c) Süt Azıları Üzerinde : Çürük kısa sürede buradan dişlerarası bölgeye doğru yayılır ve çocuklara özgü olan ağrı semptomatolojisini meydana getirir.
“ Septal lezyonların septomatolojisi pulpitis ya da periodontitis tipi ağrılarla karakterizedir. Her ne şekilde olursa olsun ağrıların kaynağını bilmek septum mu yoksa pulpadan mı geldiğini ayırmak gerekir.
Birinci süt azısının mesiali ile ikinci süt azısının distalinde de çürük lokalize olabilir.
Süt azıları bölgesinde kesiciler bölgesinde görülen fizyolojik diastemalar meydana gelmez, dişler birbiriyle değim halinde kalırlar, üstelik, büyük azıların gelişimi ve altı yaş dişinin sürmesi sonucu ortaya çıkan basınç yüzünden süt azıları daha da sıkışırlar. Bu bakımdan süt azılarının arayüz çürüklerini ortaya çıkarmamak için, daha önce değinilen “bite-wing” tipi radyografilerin önemi büyüktür.
Bazen de çürük, bütün süt dişlerini ilgilendirecek şekilde yaygın olur

d) Birinci Büyük Azılar Üzerinde : Lokalizasyonlar çeşitli olup bütün yüzlerini ilgilendirebilirler, sıklık sırasına göre şöyledirler;
-Arkada diş eti dilciğinin değdiği yerden gelişen distral çürükler,
- İkinci süt azısına bakan mesial yüzde gelişen çürükler.
Bunlar daha geç ikinci küçük azıların sürmesi sırasında ortaya çıkarlar. Çok kez, ikinci süt azısının kuron yüksekliğine bağlı olarak ekvator çizgisinin altında gelişirler ve mesial yüz arasındaki marginal kretten uzakta olduklarından oklüzal yüze doğru gelişilmeleri uzun zaman alır ve bazen mesial yüzde lokalize olarak kalırlar.
-Oklüzo-vestibüler oluktan başlayan çürükler, nokta şeklinde olup derinliğine doğru gelişir, bazen fissür boyunca oklüzal yüze doğru ilerler.
-Oklüzal yüz çürükleri, çiğneyici yüzün fissürlerini ilgilendiren çürüklerdir.


SÜT DİŞLERİNDE ÇÜRÜĞÜN ANATOMİK SINIFLANDIRILMASI
A) Mine Çürüğü : Makroskopik olarak birinci derece olan mine çürüğü, sürekli dişlerde olduğu gibi, tebeşirimsi, ya da esmerimsi bir leke halinde başlar.
Çürüğün gelişimi bakımından klasik düşünceye göre, leke ne kadar beyazsa çürük o kadar derindir ve çabuk ilerler; leke ne kadar koyu ise çürük o kadar sınırlıdır ve daha yavaş ilerler.
Fonksiyonel belirti olarak, spontane ve provoke hiçbir belirti yoktur. Anne tarafından, ya da muayene sırasında görülür. Genellikle bu zamanda artık gelişim fazındadır ve mine çürüğüne çok kez bir dentin reaksiyonu ya da çürüğü eşlik eder. Dentin çürüğü sferik olarak gelişir ve dış etkenlere karşı daha dayanıklı olan mine henüz bütünüyle harap olmadığından altındaki dentin tabakasının boşalması ile sekonder olarak çöker. Süt dişlerinin mine tabakasının ince ve kırılgan olması nedeni ile bu çökme ve dentinin açığa çıkması daha kısa sürede, hemen çürüğün başlangıcından itibaren olur.
Fiziki belirtisi yukarıda söylenilen renk değişikliğidir. Sondla muayenede başlangıç döneminde bile minenin kayganlığını kaybettiği hissedilir. Madde kaybının olduğu ileri dönemde ise sondun ucu kavite kenarlarına takılır. Çürük arayüzde lokalize olmuşsa bu ileri dönemlerde yemek kalıntılarının dişler arasında birikmesi, orada bir kavitenin meydana geldiğinin belirtisidir.
B) Dentin Çürüğü : Dentin çürüğü, mine çürüğüne sekonder olarak meydana gelir ve süt dişi dentinin yapısının özelliklerine bağlı olarak çabuk gelişir. Pulpa boynuzlarının yakınlığı, dentin tabakasının inceliği nedeni ile kısa zamanda pulpaya ulaşır. Sekonder dentin yapımı, fizyolojik kök rezorpsiyonunun başlamasından sonra yavaşlar ya da duraklar. Bundan ötürü yalnız çok erken yaşlarda yani fizyolojik kök rezorpsiyonunun henüz pek ilerlemediği durumlarda reaksiyonel sekonder dentin meydana gelebilir. Bu taktirde pulpanın çürük tarafındaki boynuzunun silindiği görülür.Dentinin reaksiyon kapasitesi hakkında yapılan istatistiklere göre çürük ya da başka bir etkene karşı süt dişi dentininn cevabı dişin ve çocuğun genel durumuna göre değişir. En iyi vakalarda bu cevap %50dir.
Bu durum sürekli dişlere uygulanan biyolojik dentin tedavisinin süt dişlerinde her zaman başarılı olmama olanağını kolayca açıklamış olur.
Bakteriyolojik bakımdan Mc GREGOR , MARSHAND ve BATTYnin araştırmaları bakteri hücüm bölgesinden önce yumuşamış fakat steril bir dentin tabakası varlığını ortaya koymuşlardır.
Histolojik olarak reaksiyonel dentinin çürüğe karşı meydana getirdiği engel, onun dentin önceden hücuma uğramış primer dentine eşit ya da daha çok kanalcık kapsarsa, mikrop hücumunu engelleyemez, kanalcık sayısı azsa salgın yolları daha az demektir. Bu durumda çürük az ya da hiç geçirgen olmayan reaksiyonel dentin sınırında primer dentin içerisinde yayılma eğilimindedir.
Klinik bakımdan ikinci derece olan dentin çürüğü:
-Başlangıçta sessizdir, çocuğun ve anne-babanın dikkatini çekecek bir rahatsızlık meydana getirmez, çiğneme fonksiyonunu engellemez, çiğneme fonksiyonunu engelemez, çoğunlukla sistematik kontrol amacı ile yapılan muayene sırasında tesadüfen ortaya çıkarılır.
Daha ileri dönemde, ısı değişikliği ya da asitli ve şekerli yiyeceklerin sebep olduğu provoke ağrıların ortaya çıktığı derin bir dentin çürüğü görülür. Bu ileri dönemde dentin çürüğünü bazen sessiz olup sayısız yanılmalara yol açan ve ikinci derece çürük niyetinde doldurularak ağrılı ve iltihaplı komplikasyonlara yol açan kronik pulpitis ve gangreden ayırmak için çok dikkatli olmalıdır.
Başlangıçta besin parçacıklarının baskısı, ani ısı değişiklikleri, sondla yoklama fena bir his uyandırır; çürük ilerlemişse en ufak bir irkiltme, provoke fakat çok kısa süreli ve lokalize bir ağrı uyandırmaya yeterlidir. Presilin ucuna sarılan bir pamukla kavite tabanına baskı yapmak da ağrı uyandırır.
Kavitenin biçimi, çürüğün lokalizasyonuna göre değişir. Sürekli dişlerde rastlanılan oklüzal ve arayüz çürükleri, süt dişlerinde farklı bir klinik görüdedir. Sürekli dişlerde oklüzal ve arayüz çürüklerinin başlangıçta uzun bir süre dayanıklı mine ile örtülü kalmasına karşılık burada mine tabakası daha ince ve kırılgan olduğundan kısa sürede harap olur ve dentin çürüğü başlangıçtan itibaren açığa çıkmış olur

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.