?:

SÜT DİŞLERİNİN TEDAVİSİ SIRASINDA DİKKATE ALINMASI GEREKEN ÖZELLİKLERİ

Süt dişlerinin morfolojisi incelenirken, bunları sürekli dişlerden ayırmaya yarayan çeşitli ayrımlar sayılmıştı. Süt dişleri tedavi yönünden de önemli bazı özellikler gösterirler:

1. Süt Dişinin Fonksiyonu:
Bu dişlerin birinci fonksiyonu, çiğneme konuşma ve estetiği sağlamaktır. Süt dişlerinin bunlara ek olarak bir de gelişimle ilgili fonksiyonu vardır. Sürekli diş germinin çeneler üzerinde alacağı yeri sağlamak ve zamanı gelince düşerek yerini ona bırakmak. Tedavi bakımından bu fonksiyon şunlara dikkat etmeyi gerektirir:
-ağızda en uzun süre kalacak olan süt dişinden tedaviye başlamak,
-tedaviye girişmeden önce mutlaka radyografiyle alttaki dişin durumunu kontrol etmek,
-zamansız bütün çekimlerden kaçınmak ve erken çekimin zorunlu olduğu durumlarda yer tutuculara başvurmak.

2. Süt Dişinin Tabiatı:
Süt dişleri sürekli dişlere göre daha değişken bir karaktere sahiptirler. CHATELİER, sürmüş bir süt dişinin yaşamında üç dönem ayırt eder.
a) Yapıcı değişken dönem: Sürdükten sonraki ilk 1-1,5 yıllık dönem olup, başlangıcında apeks geniş bir şekilde açıktır, pulpa odası büyüktür; bu “gençlik dönemi” boyunca kök gelişimine devam eder.
b) Stabil Dönem: Kök gelişimi tamamlanmış, apeks kapanmıştır. Bu “olgun süt dişi dönemi” 2,5-3 yıl sürer.
c) Yıkıcı değişken dönem: Kök rezorpsiyonunun başlamasından dişin düşmesine kadar süren bu “yaşlılık dönemi”nin süresi ortalama 3 yıldır.
Endodontik tedavi bakımından bu dönemlerin bilinmesi gereklidir. Örneğin, üçüncü dönemde dentin-pulpa kompleksinin savunma kudreti, fizyolojik rezorpsiyon fenomeninin etkisi altında zayıflar, bu dönemde yapılan koruyucu dentin ve pulpa tedavileri başarılı olmayabilir.
Gene bu son dönemde, kök rezorpsiyonu nedeni ile köklerin boyunun kısalıp, geniş bir şekilde periodonsiyuma açıldıkları akılda tutulursa, böyle bir dişe nekroze edici, ya da kuvvetli dezenfektan uygulanmasından kaçınılarak alttaki sürekli diş germine zarar verme tehlikesi önlenmiş olur.
Köklerin fizyolojik rezorpsiyona uğrama özellikleri ayrıca bu dişlerin kanal tedavilerinde rezorbe olucu patların kullanılması zorunluğunu ortaya çıkarır.

3. Süt Dişinin İlişkileri:
Süt dişlerinin antagonistleri ve komşu dişlerle olan ilişkilerinin yanında bir de alttaki sürekli diş germi ile olan ilişkileri vardır. Sürekli diş folikülleri süt dişlerinin hemen altındadırlar. Özellikle süt azılarının kökleri, küçük azı germlerini kıskaç gibi kavramışlardır. Aradaki kemik duvar incedir, rezorpsiyon ve sürme olayları sırasında bütünüyle ortadan kalkar, alttaki dişin foliküler torbası süt dişi kökleri direkt ilişkiye geçer, bu durum:
-Süt dişi gangrenini izleyen kısa sürede ortaya çıkan periost altı abselerinin sıklığını açıklar, çünkü germlerin içlerinde bulundukları kemik yuvaları enfeksiyonun daha çabuk yayılmasına yardım ederler.
-Her türlü kanal tedavisi ve çekim altındaki diş germinin durumunu görmek bakımından  radyografi kontrolünü zorunlu kılar.

4. Süt Dişi ve Çocuğun Yaşı Arasındaki İlişkiler:
Süt dişleri çeşitli gelişim ve büyüme olaylarının meydana geldiği bir dönemde çeneler üzerinde bulunurlar. Gelişimleri ve sürmeleri sırasında çeşitli genel ve lokal bozukluklar ortaya çıkabilir.
Çocuklarda lenfatik sistem gelişmiştir ve ganglionları ilgilendiren komplikasyonlar önemlidir. Bu bakımdan süt dişleri lenfatik yolla çeşitli enfeksiyonlar için giriş kapısı olurlar. Bunu önlemek için, mümkün  olduğu kadar erken tedaviye girişip enfekte süt dişi odaklarını tedavi, ya da çekim yolu ile ortadan kaldırmak gerekir. Çocuklar, genel ve lokal enfeksiyonlara karşı yetişkinlerden daha duyarlıdır.

5. Süt Dişlerinin Morfolojik ve Histolojik Özelliklerinin Tedavi Yönünden Önemi:
-Mine ve dentin tabakasının ince, pulpa odasının geniş olması yüzünden kavite derinliklerinin ayarlanmasında dikkatli olmak gerekir.
-Süt azılarında mesial pulpa boynuzlarının dış yüze daha yakın olması yüzünden, arayüz çürükleri mesial tarafta iseler daha çabuk pulpaya ulaşırlar; kavite hazırlanırken pulpayı zedelemek şansı da daha fazladır. Bu bakımdan yüzeysel arayüz çürüklerinde bile, sistematik olarak, ampütasyon tavsiye edenler vardır.
-Süt dişi minesinin fazla kırılgan olması,kavite duvarlarını hazırlarken kaviteyi fazla genişletmemeyi zorunlu kılar.
-Dentin  kanalcıklarının geniş olması, geçirgenliğini artırdığından, enfeksiyon süt dişi dentininde daha hızla yayılır ve dentin de ince olduğundan kısa zamanda pulpaya ulaşır.
-Süt dişleri morfolojik bakımdan kole bölgesinde birden daraldıklarından dolgu yaparken matris yerleştirmekte güçlüklerle karşılaşabilinir.
-Kök kanalları geniş olduğundan ve rezorpsiyon nedeni ile apeks geniş bir şekilde açıldığından, kanal tedavisi sırasında kolayca apekse varılıp periodonsiyuma çıkılabilir, gerek bu durum, gerekse süt azı köklerinin çok ayrık olmaları dikkatli çalışmayı gerektirir.

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.