?:

1. Süt Kesicisi

Genç Süt Dişi :

Bu dönem, öne doğru düşme yaşıdır. Şok genellikle aşağıdan yukarı doğru olur ve ayağa kalkma çabasında olan çocuk çok kez çenesini, tutunduğu eşyanın kenarına çarpar. Bu durumda diş travma ile tekrar kemiğe doğru itilir; gerçek bir patolojik ‘’ reinkluzyon ‘’ meydana gelir. Bazen alttaki sürekli diş germi de yaralanır. Herhangibir müdahale bulunmadan beklemelidir. Genellikle birkaç hafta sonra süt kesicisi tekrar çene kavsi üzerinde belirir. Bu bekleme süresinde, yumuşak, dokularda yaralanma ve ödem varsa antibiyotik verilebilir.

Bazen, travmadan sonraki dönem, çocuğu parmak emmeden alıkoyacak kadar ağrılıdır. Fakat bu durum pek uzun sürmez ve kazadan birkaç gün sonra çocuk parmak emme alışkanlığına tekrar döner, bu durum, dişin tekrar uzayıp yerini almasını geciktirebilir. Dil ya da dudak emme de aynı sonucu verirler.

Olgun Süt Dişi :

Tip olarak ele alınan süt orta kesicisinin kökünün tamamlanmasından sonra geçen 2,5-4 yaşları arasındaki dönemin ‘’Olgunluk dönemi’’ olduğunu bilmekteyiz. Olgun süt dişi,apeksi kapanmış bir kök ile karekterizedir. Ortalama olarak, her süt dişinin kökü, formasyonunun tamamlanmasından bir yıl kadar sonra rezorpsiyona başlar; bundan da anlaşılacağı gibi bir süt dişinin olgunluk dönemi oldukça kısadır, süre bakımından 10 aylık sapmalar normal olarak karşılanablir. Olgunluk döneminin kısalığı, süt dişlerinin kök kırıklarının ender olmasını açıklar.

Alveol kemiğinin kırılgan ve elastik olması, bu dönemde, dişten çok, komşu dokularda patolojik durumların ortaya çıkmasına yol açar. Alt ve üst kesici süt dişlerinin angrenmalarının çok az olması da, dişlerin hızla birbirlerine çarpmalarını önler. Travma, genellikle, çocuğun ağzının açık, dişlerinn inoklüzyonda bulunduğu sırada meydana gelir. Ne gibi patolojik değişikliklerin ortaya çıkabileceği aşağıdaki gibi sıralanabilir:

SUBLUKSASYON : Genellikle, travmanın doğrultusuna uyarak, önden arkaya doğrudur ve çocuğun kapanışı ters dönmüş bir durum alır, yani alt dişler, normal kapanışın aksine, üst dişleri vestibülden kavrar duruma geçirmiştir. Dişi, ya da dişler blokunu elle yerine getirmek en iyi metoddur mümkün olduğu kadar erken zamanda. Kontansiyon bazen, antagonist dişler tarafından tabii olarak yapılır (Beans vak’alarının dışında), bazen de dişleri tesbiti zorunlu olur, en iyisi, sağ ve soldan ikişer sağlam dişle birlikte, lükse olmuş dişe bir ‘’splint’’ uygulamaktır. Splint bütün yarım çeneyi içerisine alacak gibi de hazırlanabilir.

Birkaç gün boyunca, yumuşak ve sıvı beslenme tavsiye edilmelidir. Basit vak’alarda antibiotiksiz olarak durum düzelir. Bununla birlikte çocuk kontrol altına alınmalıdır, dişte sekonder olarak bir nekroz meydana gelebilir.

Çocukta, kontrolü çok güç olan vitalite testi dışında, beyazdani kirli griye doğru renk değiştirmesi, üzerinde durulması gereken bir klinik semptomdur. Ayrıca radyografi yapmak gerekir, böylece süt dişinin ve alttaki sürekli diş germinin durumu saptanır. Çekimin gerekli olup olmadığı araştırılır, çok kez çekime gerek yoktur.

Subluksasyon, dişin yatay bir durum alması, ya da alveolüne görülmesi, yani yukarıda anlatılan reinkluzyon şeklinde de olabilir. Bazen dişin kuronu bile, dişeti yarası içerisinde kaybolabilir. Radyografi zorunludur, burada da beklemesini bilmelidir. Bazen dikkatli olarak yapılacak çekim, en iyi yol alabilir.

Ana-babaya sürekli diş germinin zarar görebilmiş olacağını bildirmelidir.

1. TOTAL LUKSASYON : Dişin alveolünden bütünüyle fırlamasıdır. Komşu dişlerin versiyonu sonucu aralık parsiyel olarak kapanabilir ve ortodontik, komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bu bakımından yer tutucu yapmalıdır.

2. FRAKTÜR : Süt kesici kuronu bölgesinde az görülür, kök bölgesinde daha da nadirdir. Bununla birlikte, kuronda çürük nedeniyle madde kaybı varsa, kırılgan durumdadır, travma sonucu kolayca bu bölgede kırık meydana gelebilir.

Kökü Rezorbe Olmuş Süt Dişi :

Olay, yukarıda anlatılanlardan çok daha basittir. Travma, dişin düşme zamanına ne kadar yakın dönemde meydana gelmişse o kadar zararsızdır. Süt dişinin erken düşmesi bahis konusu olabilir. Eğer kendiliğinden düşmemişse, yerinde bırakmak ya da dişi çekmek hekimin görüşüne kalmıştır. Radyografik kontrolden sonra, çok kez yer tutucuya bile gerek olmadığı görülür. Sürekli iş sürene kadar, çocuk kontrol altına alınır.

 

şikayetBunu rapor et

Yanıt Bırak


Yanıt vermek için önce giriş yapmalısın.